-
1 iman
iman [iːmɑːn] (-e) Glaube m (an A); Annahme f des Islams; feste(r) Glaube;-e iman etmek glauben (an A);iman getirmek den Islam annehmen;iman sahibi Gläubige(r);iman tahtası fam Brust f, Busen m;imana gelmek den Islam annehmen; fig Vernunft annehmen;-i imana getirmek jemanden zum Islam bekehren; jemanden zur Vernunft bringen;-in imanı gevremek fam sich ganz kaputtmachen (-den mit D);imanı yok herzlos, grausam; nieder mit ihm!;imanım fam mein Lieber, mein Bester!; du lieber Himmel!;imanına kadar bis zum Rande voll;imanına kadar dolu gerammelt voll;-in imanını gevretmek jemandem den Rest geben
См. также в других словарях:
iman getirmek — 1) gönül rızasıyla Müslümanlığı kabul etmek 2) yürekten inanmak Onun özveri, alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir, ferahlardınız. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
iman — is., din b., Ar. īmān 1) İnanç 2) mec. Güçlü inanç, inan Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu. H. C. Yalçın Birleşik Sözler iman sahibi iman tahtası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iman etmek iman getirmek imana gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İMAN — İnanmak. İtikad. Hakkı kabul, tasdik ve iz ân etmek. İslâmiyeti kabul edip amel etmek. Dini bütün hakikatleri kabul edip gereğini yerine getirmek. Resul i Ekrem in (A.S.M.) tebliğ ettiği zaruriyat ı diniyeyi tafsilen ve zaruriyatın gayrısını… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSLÂM — (Selâm. dan) İtaat, inkıyad, bir şeye teslimiyet. Din. * Ist: Hz. Muhammed in (A.S.M.), Allah ın emriyle insanlara bildirdiği din. (İslâmlıkta, Allah a itaat etmek, Peygambere tâbi olmak ve din namına ne bildirilmişse, kalb ile dil ile tasdik ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük